• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası


4 ARALIK EYLEM SAVUNMASIDIR

SAVUNMA

Üyesi olduğum DENİZLİ AİLE HEKİMLERİ Derneği ve Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ile Türk Tabipler Birliği, tarafından alınan karar ile 04.12.2013 tarihinde iş bırakma eylemi düzenlemiştir. Bu eyleme katılma sebebim kamuoyunda da bilindiği üzere aile hekimleri hakkında özlük haklarını azaltan, kazanılmış haklarını ellerinden alan, birinci basamak sağlık hizmeti ile ilgili olmayan yeni görevlerin bulunduğu yasal düzenlemeler karşısında bu duruma kamuoyunda dikkat çekerek destek aramaktır.

Nitekim Türkiye tarafından kabul edilerek 25.02.1993 tarih ve 21507 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ILO 151 Nolu Sözleşme - Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması Ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin Sözleşme’nin 3. maddesi, sözleşmenin uygulanması bakımından “Kamu Görevlileri Örgütü” deyimi oluşumu ne olursa olsun amacı kamu görevlilerinin çıkarlarını savunmak ve geliştirmek olan herhangi bir örgütü kapsadığı düzenlenmiştir. Aile hekimlerinin özlük haklarını, çıkarlarını savunan ve amacı bu hakları geliştirmek olan Denizli Aile Hekimleri Derneği ve Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, S.E.S Sendikası, Türk Tabipler Birliği, hakkında da söz konusu uluslararası sözleşme hükümleri uygulama alanı bulmaktadır.

Aynı uluslararası sözleşmenin 4. maddesi ile de kamu görevlileri örgütünün amaçları doğrultusunda üyelere etkinlikte bulunabilme olanağı sağlanmıştır. Nitekim aynı hususlar yine Türkiye'nin taraf olduğu, örgütlenme özgürlüğünü konu alan Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, Sendika Özgürlüğü ve Sendika Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı ILO Sözleşmesi, Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı İlkeleri'nin Uygulanmasına İlişkin 98 sayılı ILO Sözleşmesi, Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesine İlişkin 151 sayılı ILO Sözleşmesi’nin örgütlenme özgürlüğü bağlamında aynı yasal düzenlemelere yer verdiği açıktır.

Türkiye’nin taraf olduğu yukarıda belirtilen tüm uluslararası sözleşmeler Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca iç hukukta da uygulanması zorunlu olan düzenlemelerdir. Söz konusu düzenlemeler yasa hükmünde olup iç hukuk düzenlemelerinden de üstün oldukları Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrası gereğidir.

Anılan uluslararası sözleşme hükümleri çerçevesinde kamu görevlilerinin üyesi oldukları Kamu Görevlileri Örgütü’nün eylemi kapsamında iş bırakmalarının geçerli mazeret olarak kabul edilmesi gerektiği; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2001 / 68959 sayılı dosyası ile verilen 21.04.2009 tarihli kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2001 / 74611 sayılı dosyası ile verilen 17.07.2007 tarihli kararı, Danıştay 12. Dairesinin 2004 / 4643 Esas ve 2005 / 313 Karar sayılı kararı, Danıştay 11. Dairesinin 2002 / 871 Esas ve 2005 / 861 Karar sayılı kararı, Danıştay 12. Dairesinin 2005 / 5767 Esas ve 2008 / 225 Karar sayılı kararı, Danıştay 12. Dairesinin 2005 / 4499 Esas ve 2005 / 3529 Karar sayılı kararı, Danıştay 12. Dairesinin 2004 / 4209 Esas ve 2004 / 4148 Karar sayılı kararı, Danıştay 8. Dairesinin 1997 / 4334 Esas ve 1998 / 4242 Karar sayılı karar ile vurgulanmıştır.

Nitekim benzer eylemlerle karşılaşan T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı yazı ile, gerçekleştirilen Kamu Görevlileri Örgütü’nün faaliyetlerine katılımın geçerli bir mazeret olarak kabul edilerek işlem yapılması gerektiği açıklanmıştır.

Aksi bir düşünce en temel çalışma ve insan haklarının ihlali neticesini doğuracaktır. Bu çerçevede Anayasa ile düzenlenen insan haklarına saygılı demokratik bir devlet ilkesinin gereği olarak tüm çalışanlar gibi kamu görevlilerinin de haklarını geriye götüren yasal düzenlemeler karşısında eylem yaparak kamuoyu nezdinde seslerini duyurmak ve destek aramak haklarının Devlet tarafından da korunması gerektiği açıktır.

Nitekim yasa koyucu bu tür demokratik eylemlere katılanlar hakkında disiplin ve idari işlem yürütülmesini 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca suç saymış ve cezalandırmıştır.

Yukarıda açıklanan tüm yasal düzenlemeler ışığında, üyesim bulunduğum Kamu Görevlileri Örgütü tarafından düzenlenen, aile hekimlerinin içinde bulunduğu mali ve idari sıkıntıların, aile hekimleri hakkında düzenlenen yeni yasal düzenlemeler ile özlük haklarının kaybedilmesi ve ek görevlerin yükletilmesi karşısında bu işlemlerin düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıları yine kamuoyuna anlatarak desteğinin sağlanması amacıyla yapılan eyleme katılmamın haklı mazeret olarak kabul edilmesini ve hakkımda başlatılan soruşturmaya son verilmesini saygılarımla talep ederim.

Gereğini saygılarımla arz ederim...

 

 



1028 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam35
Toplam Ziyaret435842
Hava Durumu
Saat